Öz değersizlik nedir ?

Bilgin

Global Mod
Global Mod
**Öz Değersizlik Nedir? Bilimsel Bir Yaklaşımla İnceleme**

Herkese merhaba! Öz değersizlik, son yıllarda sıkça duyduğumuz ve aslında birçok insanın hayatını etkileyen bir kavram. Bugün, bu konuyu bilimsel açıdan ele alarak, yalnızca tanımını yapmakla kalmayacak, aynı zamanda erkeklerin ve kadınların bakış açılarıyla, toplumsal etkilerini de inceleyeceğiz. Öz değersizlik, bireyin kendine olan güven eksikliği, kendi değerini küçümsemesi ve bazen dış dünyadan gelen olumsuz geri bildirimlerle şekillenen bir durumdur. Peki, bunun temelinde ne yatıyor? Erkeğin ve kadının öz değersizlikle ilgili nasıl farklı bakış açıları olabilir? Hadi bunu daha derinlemesine inceleyelim.

**Öz Değersizlik ve Psikolojik Temelleri**

Öz değersizlik, genellikle düşük özsaygı ve kendine güven eksikliği ile ilişkilidir. Psikologlar, öz değersizliğin bireyin kişisel tarihinden, çocukluk yıllarından ve sosyal çevresinden nasıl etkilendiğini belirlemeye çalışıyorlar. Özellikle *Cognitively Behavioral Therapy (CBT)* (Bilişsel Davranışçı Terapi) gibi terapi yöntemlerinde, bu tür duyguların kökeni ve nasıl dönüştürülebileceği üzerine sıkça çalışmalar yapılmaktadır.

Yapılan araştırmalar, öz değersizliğin çoğunlukla çocuklukta, ailede yaşanan travmalar, akran zorbalığı, ya da olumsuz aile içi etkileşimler sonucu şekillendiğini gösteriyor. *Cunningham, 2016*'da yaptığı bir araştırmada, çocuklukta fiziksel ya da duygusal istismara uğramış bireylerin, yetişkinliklerinde öz değersizlik duyguları geliştirme olasılığının çok daha yüksek olduğunu belirtmiştir. Burada bir noktayı vurgulamak gerek: Öz değersizlik, yalnızca bireysel bir sorun değil, aynı zamanda toplumsal faktörlerle de şekillenen bir durumdur.

**Erkekler ve Öz Değersizlik: Veri ve Analiz Odaklı Bir Bakış Açısı**

Erkeklerin öz değersizliği ele alış biçimleri, genellikle daha veri odaklı ve analitik olabiliyor. Erkeklerin toplumsal rollerinde genellikle güç ve başarı beklentisi daha fazla vurgulanır. Bu nedenle, erkeklerde öz değersizlik genellikle kariyer başarısı, maddi durum ya da fiziksel güçle ilişkilendirilir. Erkekler, genellikle toplumun onlara dayattığı başarı kriterlerini yerine getiremediğinde, öz değerlerini sorgulamaya başlarlar.

Erkekler öz değersizliği genellikle “görünmeyen” şekilde yaşar. Toplumda başarılı olmak, iş hayatında yükselmek ya da fiziksel güç kazanmak gibi hedeflerle öz değerlerini biçimlendirirler. Araştırmalar, erkeklerin öz değersizlik hissiyle daha çok yalnızlık, depresyon ve kaygı bozuklukları yaşadıklarını, ancak bu duygularla başa çıkma yollarının daha içsel, yalnız başlarına ve genellikle fark edilmeden geliştiğini göstermektedir. Yani erkekler, bu gibi duyguları dışarıya vurmak yerine içlerinde tutma eğilimindedirler.

Bir örnek üzerinden gidelim: Bir erkek, kariyerinde beklediği yükselmeyi alamadığında, toplumun ona sunduğu “başarı” tanımını karşılayamadığını hissedebilir. Bu durum, erkeklerin genellikle “başarı”yı ve “güç”ü toplumsal olarak sahiplenmeleri nedeniyle onların öz değersizlik duygularını pekiştirebilir. Kendi değerini, başarısı üzerinden tanımlayan erkekler, başarısızlık durumunda daha fazla kriz yaşayabilirler.

**Kadınlar ve Öz Değersizlik: Toplumsal ve Duygusal Faktörlerin Etkisi**

Kadınların öz değersizlikle ilgili yaklaşımı ise genellikle daha empatik ve toplumsal faktörlere odaklanır. Toplumda kadınlar, sıklıkla başkalarının ihtiyaçlarını karşılamak, aile içindeki rollerini yerine getirmek ve fiziksel olarak güzellik standartlarına uymak gibi beklentilerle yüzleşirler. Kadınlarda öz değersizlik duygusu, genellikle dış görünüş, ailedeki roller ve toplumsal kabul görme ile ilişkilidir.

Kadınlar, bazen toplumsal normlar ve medyanın baskıları nedeniyle, güzellik ve fiziksel çekicilik gibi konulara fazla takılabilirler. Özellikle kadınların sosyal çevrelerinden gelen “mükemmel anne”, “mükemmel eş” gibi beklentiler, öz değerlerini olumsuz yönde etkileyebilir. Bu durum, kadınların öz değersizliğini doğrudan etkileyen bir faktördür. Kadınlar, başkalarının onayını ve kabulünü almak için kendilerini sürekli olarak değerlendirirler. Ancak, toplumda “ideal kadın”ın imajı, çoğu zaman ulaşılması zor bir hedef olabilir. Bu yüzden de birçok kadın, toplumun standartlarına uymadığını düşündüğünde öz değersizlik hissiyle baş başa kalabilir.

Kadınlar için öz değersizlik sadece bireysel bir his değil, aynı zamanda toplumsal yapının bir sonucu olarak şekillenir. Kadınların “daha fazla anne olmaları” ya da “daha fazla çalışkan olmaları” beklenir. Bu durum, onlara “mükemmel olma” baskısı yaratır ve sonuçta bu toplumsal yapıya uyum sağlamak için uğraşan kadınlarda öz değersizlik duygusu doğabilir.

**Öz Değersizliğin Toplumsal Etkileri: Cinsiyetler Arası Farklar ve Ortak Çözüm Yolları**

Öz değersizlik, sadece bireysel değil, toplumsal bir problem olarak karşımıza çıkıyor. Hem erkekler hem de kadınlar öz değersizliği farklı şekillerde yaşasa da, her iki cinsiyetin de kendilerine değer verme konusunda toplumsal yapılarla ilgili büyük zorluklar yaşadıkları bir gerçek. Erkekler daha çok başarıları ve dışsal faktörlerle kendilerini tanımlarken, kadınlar toplumsal roller ve duygusal bağlamda kendilerini değersiz hissedebiliyorlar.

Bu noktada, toplumsal değişim ve eşitlik önem kazanıyor. Erkekler ve kadınlar için daha sağlıklı bir toplum oluşturabilmek, öz değersizlikle mücadele edebilmek için önce toplumsal baskıları kırmak, daha fazla destekleyici bir kültür inşa etmek gerekiyor. Toplumun her bireyi, kendine değer vermeli, bu duyguyu dışsal başarılarla değil, içsel kabul ile sağlamalıdır.

**Sizce Öz Değersizlikle Başa Çıkmak İçin Toplumsal Bir Çözüm Gerekli Mi?**

Şimdi forumdaki herkese bir soru: Öz değersizlikle başa çıkabilmek için toplumun hangi adımları atması gerekir? Erkekler ve kadınlar arasındaki bu farkları ortadan kaldırmak için neler yapılabilir? Yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum!
 
Üst