[color=]“Bileşik Getiri” Kutsal Kase mi, Abartılmış Bir Efsane mi?[/color]
Açık konuşacağım: Finans forumlarında “bileşik getiri” sanki evrenin gizli şifresiymiş gibi anlatılıyor. “Erken başla, sürekli biriktir, faiz faizi doğursun; gerisi kendiliğinden gelir.” Keşke bu kadar basit olsaydı. Bileşik getirinin matematiği nettir ama gerçek hayattaki karşılığı; vergi, enflasyon, ücretler, davranışsal hatalar ve piyasa döngülerinin çarpanıyla çalkalanır. Bugün tartışmayı açıyorum: Bileşik getiri hesaplamayı doğru anlıyor muyuz, yoksa güzel sunulan bir grafiğin sarhoşluğuyla mı hareket ediyoruz?
---
[color=]Temel Formül Doğru, Kurgusu Sınırlı[/color]
Formül hepimizin bildiği gibi: FV = P × (1 + r/n)^(n×t). Burada P anapara, r yıllık oran, n yıl içi bileştirme sayısı, t ise yıl. Yıllık etkin oran (EAR) için (1 + i/m)^m − 1, uzun dönem ortalamalar için CAGR = (Bitiş/Başlangıç)^(1/yıl) − 1. Kağıt üzerinde tertemiz.
Ama bu formül, r’nin sürekliliğine güvenir: oran sabit varsayılır, yeniden yatırım maliyetsizdir, stopaj yoktur, volatilite sanki sadece bir ölçüm hatasıdır. Oysa r gerçek hayatta dans eder; yıl yıl, hatta gün gün değişir. Geometrik ortalama (gerçek bileşik getiri) ile aritmetik ortalama (basit ortalama) arasındaki fark, volatilite yükseldikçe genişler. Bu da “teoride %10 bekliyoruz” dediğiniz portföyün pratikte %6–7’lere sıkışmasına yol açabilir.
---
[color=]Volatilite Sürüklenmesi: Görmezden Gelinen Gerçek[/color]
%+50, sonra %−50 yaşarsanız, aritmetik ortalama %0’dır ama 100’den 150’ye, sonra 75’e düşmüş olursunuz: geometrik getiri negatiftir. Bileşik getiri hesabını körlemesine kullananlar, bu volatilite sürüklenmesini yok sayar. Uzun vadede “pürüzler düzelir” romantizmi, zaman yolculuğunu değil, zaman altında ezilmeyi getirir. Sorulması gereken soru: “Getiri ne kadar?” değil, “Bu getiriyi hangi risk deseniyle alıyorum?”
Provokatif soru: Risk eğriniz mi getiriyi belirliyor, yoksa getiri masalınız mı riskinizi saklıyor?
---
[color=]Vergi, Ücret ve Sürtünme: Bileşiğin Sessiz Düşmanları[/color]
Bileşik getiri, sürtünmesiz bir dünyada parıldar. Gerçek dünyada ise fon yönetim ücretleri, işlem komisyonları, bid-ask spread’ler, vergi stopajları, dağıtım vergileri ve yeniden dengeleme maliyetleri kazancı dilimler. Yıllık %1’lik bir ücret, 30 yılda bileşiğin bileşiğini kemirir. %10 brüt getiriden %2 enflasyon ve %0,5 vergi/ücret sızdığında, “efektif gerçek getiri” psikolojik olarak vaat edilenden dramatik biçimde düşer. Bileşik getiri anlatılırken neden gerçek (enflasyondan arındırılmış) bileşik getiri daha az konuşuluyor?
Provokatif soru: Brüt grafikleri paylaşmak, forumdaşları “gerçekten” bilgilendirmek mi, yoksa propaganda yapmak mı?
---
[color=]Düzenli Katkı, Toplu Yatırım ve Sıralama Riski[/color]
Formül, çoğu zaman tek başlangıç yatırımı varsayar. Oysa çoğumuz maaştan düzenli katkı (DCA) yaparız. Bu pratikte “ortalama maliyetleme” sağlar ama volatiliteye bağlı olarak farklı sonuçlar üretir. Üstelik sıralama riski (sequence of returns) emeklilikte hayatidir: Yüksek getiri yılları başta mı sonda mı geliyor? Emeklilikte çekiş (withdrawal) yaparken ilk yıllardaki düşüşler, bileşiği tersine çalıştırır. Bu risk, “bileşik getiri her derde deva” anlatısını paramparça eder.
Provokatif soru: Emekliliğe yakın birikimde %4 çekiş kuralını kutsallaştırmak yerine, sıralama riskine karşı dinamik bir koruma planı geliştirmek zorunda değil miyiz?
---
[color=]Erkeklerin Strateji Açılığı, Kadınların Empati Gücü: İki Lensin Dengesi[/color]
Birçok erkek yatırımcı tartışmalarda stratejik ve problem çözme odaklı yaklaşır: “Nasıl optimize ederiz? Hangi portföyde bileşik daha hızlı çalışır? Hangi faktörler (değer, kalite, momentum) volatiliteyi indirger?” Bu lens, model kurmada ve risk bütçesi oluşturmada çok işlevsel.
Birçok kadın yatırımcıysa empatik ve insan odaklı bir çerçeve sunar: “Bu getirinin gerçek hayattaki amacı ne? Belirsizlik kaygısı, uyku konforu, bakıma muhtaç yakınların ihtiyaçları, kariyer kırılmaları bu plana nasıl yansır?” Bu bakış, davranışsal sürdürülebilirliği artırır; panik satışların önüne geçer, hedeflerle uyum kurar.
Gerçek çözüm, bu iki lensi bilinçli biçimde harmanlamaktır. Stratejik optimizasyonlar, insanî dayanıklılıkla buluştuğunda bileşik getiri, Excel’de değil, hayatta çalışır.
---
[color=]Tartışmalı Nokta: “Ne Kadar Erken O Kadar İyi” Dogması[/color]
Evet, erken başlamak avantajdır; ama herkese aynı reçeteyi dayatmak sınıfsal körlük üretir. Düşük gelirli birinin her kuruşu sosyal güvenlik, eğitim ve sağlık için yaşam çizgisi olabilir. En kırılgan dönemlerde agresif tasarruf telkini, kısa vadeli refahı aşındırır, risk toleransını yanlış okur. Bileşiğin mucizesi, nakit akış esnekliği yoksa bir yanılsama olabilir.
Provokatif soru: “Önce yaşa, sonra biriktir” diyenlerle “erken biriktir, sonra yaşarsın” diyenler arasında bir etik denge kurmak zorunda değil miyiz?
---
[color=]Nasıl Hesaplayacağız? Doğru Soruları Kodlayarak[/color]
Salt formül yetmez. İyi bir hesap şunları içermeli:
1. Gerçekçi getiri dağılımı: Aritmetik değil, geometrik beklenti; volatilite varsayımı ve kuyruk riskleri.
2. Sürtünmeler: Ücret, vergi, spread; yıllık netleştirme.
3. Enflasyon: Nominal değil, reel hedefler.
4. Katkı ve çekiş planı: Zamanlamayla birlikte sıralama riskine duyarlılık.
5. Davranışsal tamponlar: Panik eşiği, kayıp korkusu, uyku testi.
6. Senaryo ve stres testleri: “%−30 ilk iki yıl, sonra toparlama” gibi patikalar.
7. Likidite payı: Beklenmedik durum fonu, kariyer riskine karşı nakit yastığı.
“Bileşik getiri hesaplama” aracınız bu adımları parametrik olarak içermiyorsa, aslında bileşik getiriyi değil, pembe bir çizimi hesaplıyorsunuz.
---
[color=]Yanıltıcı Sunum: Log-Ölçek, Paylaşımlı Ölçek ve Hikâye Anlatımı[/color]
Grafiklerde log-ölçek kullanılmadığında, uzun dönemde küçük farklar dev yığınlar hâline gelir ve izleyiciyi yanıltır. Aynı eksende farklı portföyleri karşılaştırırken risk ayarlaması yapılmaması, “daha çok risk aldı, daha çok kazandı ama bunu ‘strateji kazandı’ diye pazarlıyoruz” hatasına düşürür. Ayrıca hayatta kalma yanlılığı (survivorship bias) ile başarısız stratejilerin tarihten silinmesi, bileşiğin şanını yapay biçimde parlatır.
Provokatif soru: Bugün ekranda övdüğünüz strateji, 20 yıl önce iflas etmiş olanın hayaleti değil mi?
---
[color=]Topluluk Çağrısı: Hangi Bileşiği Büyütüyoruz?[/color]
Bileşik getiri sadece parayı büyütmez; alışkanlıkları da büyütür. Şeffaflığı bileşiklerseniz güven artar; gizlemeyi bileşiklerseniz kırılganlık büyür. Erkeklerin stratejik keskinliğiyle risk ve yapı inşa edelim; kadınların empatik sezgisiyle amaç ve insan boyutunu koruyalım. Sonuçta finans, Excel hücresi değil; insan hayatıdır.
Forum için ateşi yakacak sorular:
- Bileşik getiriyi “net ve reel” cinsinden paylaşmayan bir sunum, etik midir?
- Volatilite sürüklenmesini grafiğe eklemeden “10 yıl sonra şu kadar olursun” demek, yanıltıcı reklam sayılmalı mı?
- DCA mı, toplu yatırım mı? Hangi piyasa rejiminde hangisi daha rasyonel—ve hangi insan profili için daha sürdürülebilir?
- Ücret/vergiyi ‘küçük gider’ diye geçen fonlara karşı topluluk standardı belirlemeli miyiz?
- Emekliliğe 5 yıl kala bileşik getiriden çok, sıralama riskine odaklanan “koruma protokolü” tasarlasak, nasıl olmalı?
- Bileşik getiri anlatımında cinsiyete atfedilen güçlü yanları nasıl “etik ve kapsayıcı” biçimde sentezleyebiliriz?
---
[color=]Son Söz: Formülü Bilmek Yetmez, Hikâyeyi Düzeltmek Gerek[/color]
Bileşik getiri, ne kutsal kase ne de boş efsane. Doğru bağlamda, dürüst varsayımlarla ve insan merkezli hedeflerle çalıştığında güçlü bir araç. Ama masrafları, vergiyi, enflasyonu, volatiliteyi ve davranışı dışarıda bırakan her “hesaplama”, topluluğumuza fayda değil, yanılsama sunar. Gelin, bu forumda “bileşik getiri”yi alkışlamadan önce, hangi gerçeklikle hesaba kattığımızı tartışalım; stratejinin soğukkanlı zekâsını ve empatinin sıcak sezgisini aynı masada buluşturalım. Çünkü nihayetinde, asıl büyüttüğümüz yalnızca yatırımımız değil, birbirimize karşı sorumluluğumuzdur.
Açık konuşacağım: Finans forumlarında “bileşik getiri” sanki evrenin gizli şifresiymiş gibi anlatılıyor. “Erken başla, sürekli biriktir, faiz faizi doğursun; gerisi kendiliğinden gelir.” Keşke bu kadar basit olsaydı. Bileşik getirinin matematiği nettir ama gerçek hayattaki karşılığı; vergi, enflasyon, ücretler, davranışsal hatalar ve piyasa döngülerinin çarpanıyla çalkalanır. Bugün tartışmayı açıyorum: Bileşik getiri hesaplamayı doğru anlıyor muyuz, yoksa güzel sunulan bir grafiğin sarhoşluğuyla mı hareket ediyoruz?
---
[color=]Temel Formül Doğru, Kurgusu Sınırlı[/color]
Formül hepimizin bildiği gibi: FV = P × (1 + r/n)^(n×t). Burada P anapara, r yıllık oran, n yıl içi bileştirme sayısı, t ise yıl. Yıllık etkin oran (EAR) için (1 + i/m)^m − 1, uzun dönem ortalamalar için CAGR = (Bitiş/Başlangıç)^(1/yıl) − 1. Kağıt üzerinde tertemiz.
Ama bu formül, r’nin sürekliliğine güvenir: oran sabit varsayılır, yeniden yatırım maliyetsizdir, stopaj yoktur, volatilite sanki sadece bir ölçüm hatasıdır. Oysa r gerçek hayatta dans eder; yıl yıl, hatta gün gün değişir. Geometrik ortalama (gerçek bileşik getiri) ile aritmetik ortalama (basit ortalama) arasındaki fark, volatilite yükseldikçe genişler. Bu da “teoride %10 bekliyoruz” dediğiniz portföyün pratikte %6–7’lere sıkışmasına yol açabilir.
---
[color=]Volatilite Sürüklenmesi: Görmezden Gelinen Gerçek[/color]
%+50, sonra %−50 yaşarsanız, aritmetik ortalama %0’dır ama 100’den 150’ye, sonra 75’e düşmüş olursunuz: geometrik getiri negatiftir. Bileşik getiri hesabını körlemesine kullananlar, bu volatilite sürüklenmesini yok sayar. Uzun vadede “pürüzler düzelir” romantizmi, zaman yolculuğunu değil, zaman altında ezilmeyi getirir. Sorulması gereken soru: “Getiri ne kadar?” değil, “Bu getiriyi hangi risk deseniyle alıyorum?”
Provokatif soru: Risk eğriniz mi getiriyi belirliyor, yoksa getiri masalınız mı riskinizi saklıyor?
---
[color=]Vergi, Ücret ve Sürtünme: Bileşiğin Sessiz Düşmanları[/color]
Bileşik getiri, sürtünmesiz bir dünyada parıldar. Gerçek dünyada ise fon yönetim ücretleri, işlem komisyonları, bid-ask spread’ler, vergi stopajları, dağıtım vergileri ve yeniden dengeleme maliyetleri kazancı dilimler. Yıllık %1’lik bir ücret, 30 yılda bileşiğin bileşiğini kemirir. %10 brüt getiriden %2 enflasyon ve %0,5 vergi/ücret sızdığında, “efektif gerçek getiri” psikolojik olarak vaat edilenden dramatik biçimde düşer. Bileşik getiri anlatılırken neden gerçek (enflasyondan arındırılmış) bileşik getiri daha az konuşuluyor?
Provokatif soru: Brüt grafikleri paylaşmak, forumdaşları “gerçekten” bilgilendirmek mi, yoksa propaganda yapmak mı?
---
[color=]Düzenli Katkı, Toplu Yatırım ve Sıralama Riski[/color]
Formül, çoğu zaman tek başlangıç yatırımı varsayar. Oysa çoğumuz maaştan düzenli katkı (DCA) yaparız. Bu pratikte “ortalama maliyetleme” sağlar ama volatiliteye bağlı olarak farklı sonuçlar üretir. Üstelik sıralama riski (sequence of returns) emeklilikte hayatidir: Yüksek getiri yılları başta mı sonda mı geliyor? Emeklilikte çekiş (withdrawal) yaparken ilk yıllardaki düşüşler, bileşiği tersine çalıştırır. Bu risk, “bileşik getiri her derde deva” anlatısını paramparça eder.
Provokatif soru: Emekliliğe yakın birikimde %4 çekiş kuralını kutsallaştırmak yerine, sıralama riskine karşı dinamik bir koruma planı geliştirmek zorunda değil miyiz?
---
[color=]Erkeklerin Strateji Açılığı, Kadınların Empati Gücü: İki Lensin Dengesi[/color]
Birçok erkek yatırımcı tartışmalarda stratejik ve problem çözme odaklı yaklaşır: “Nasıl optimize ederiz? Hangi portföyde bileşik daha hızlı çalışır? Hangi faktörler (değer, kalite, momentum) volatiliteyi indirger?” Bu lens, model kurmada ve risk bütçesi oluşturmada çok işlevsel.
Birçok kadın yatırımcıysa empatik ve insan odaklı bir çerçeve sunar: “Bu getirinin gerçek hayattaki amacı ne? Belirsizlik kaygısı, uyku konforu, bakıma muhtaç yakınların ihtiyaçları, kariyer kırılmaları bu plana nasıl yansır?” Bu bakış, davranışsal sürdürülebilirliği artırır; panik satışların önüne geçer, hedeflerle uyum kurar.
Gerçek çözüm, bu iki lensi bilinçli biçimde harmanlamaktır. Stratejik optimizasyonlar, insanî dayanıklılıkla buluştuğunda bileşik getiri, Excel’de değil, hayatta çalışır.
---
[color=]Tartışmalı Nokta: “Ne Kadar Erken O Kadar İyi” Dogması[/color]
Evet, erken başlamak avantajdır; ama herkese aynı reçeteyi dayatmak sınıfsal körlük üretir. Düşük gelirli birinin her kuruşu sosyal güvenlik, eğitim ve sağlık için yaşam çizgisi olabilir. En kırılgan dönemlerde agresif tasarruf telkini, kısa vadeli refahı aşındırır, risk toleransını yanlış okur. Bileşiğin mucizesi, nakit akış esnekliği yoksa bir yanılsama olabilir.
Provokatif soru: “Önce yaşa, sonra biriktir” diyenlerle “erken biriktir, sonra yaşarsın” diyenler arasında bir etik denge kurmak zorunda değil miyiz?
---
[color=]Nasıl Hesaplayacağız? Doğru Soruları Kodlayarak[/color]
Salt formül yetmez. İyi bir hesap şunları içermeli:
1. Gerçekçi getiri dağılımı: Aritmetik değil, geometrik beklenti; volatilite varsayımı ve kuyruk riskleri.
2. Sürtünmeler: Ücret, vergi, spread; yıllık netleştirme.
3. Enflasyon: Nominal değil, reel hedefler.
4. Katkı ve çekiş planı: Zamanlamayla birlikte sıralama riskine duyarlılık.
5. Davranışsal tamponlar: Panik eşiği, kayıp korkusu, uyku testi.
6. Senaryo ve stres testleri: “%−30 ilk iki yıl, sonra toparlama” gibi patikalar.
7. Likidite payı: Beklenmedik durum fonu, kariyer riskine karşı nakit yastığı.
“Bileşik getiri hesaplama” aracınız bu adımları parametrik olarak içermiyorsa, aslında bileşik getiriyi değil, pembe bir çizimi hesaplıyorsunuz.
---
[color=]Yanıltıcı Sunum: Log-Ölçek, Paylaşımlı Ölçek ve Hikâye Anlatımı[/color]
Grafiklerde log-ölçek kullanılmadığında, uzun dönemde küçük farklar dev yığınlar hâline gelir ve izleyiciyi yanıltır. Aynı eksende farklı portföyleri karşılaştırırken risk ayarlaması yapılmaması, “daha çok risk aldı, daha çok kazandı ama bunu ‘strateji kazandı’ diye pazarlıyoruz” hatasına düşürür. Ayrıca hayatta kalma yanlılığı (survivorship bias) ile başarısız stratejilerin tarihten silinmesi, bileşiğin şanını yapay biçimde parlatır.
Provokatif soru: Bugün ekranda övdüğünüz strateji, 20 yıl önce iflas etmiş olanın hayaleti değil mi?
---
[color=]Topluluk Çağrısı: Hangi Bileşiği Büyütüyoruz?[/color]
Bileşik getiri sadece parayı büyütmez; alışkanlıkları da büyütür. Şeffaflığı bileşiklerseniz güven artar; gizlemeyi bileşiklerseniz kırılganlık büyür. Erkeklerin stratejik keskinliğiyle risk ve yapı inşa edelim; kadınların empatik sezgisiyle amaç ve insan boyutunu koruyalım. Sonuçta finans, Excel hücresi değil; insan hayatıdır.
Forum için ateşi yakacak sorular:
- Bileşik getiriyi “net ve reel” cinsinden paylaşmayan bir sunum, etik midir?
- Volatilite sürüklenmesini grafiğe eklemeden “10 yıl sonra şu kadar olursun” demek, yanıltıcı reklam sayılmalı mı?
- DCA mı, toplu yatırım mı? Hangi piyasa rejiminde hangisi daha rasyonel—ve hangi insan profili için daha sürdürülebilir?
- Ücret/vergiyi ‘küçük gider’ diye geçen fonlara karşı topluluk standardı belirlemeli miyiz?
- Emekliliğe 5 yıl kala bileşik getiriden çok, sıralama riskine odaklanan “koruma protokolü” tasarlasak, nasıl olmalı?
- Bileşik getiri anlatımında cinsiyete atfedilen güçlü yanları nasıl “etik ve kapsayıcı” biçimde sentezleyebiliriz?
---
[color=]Son Söz: Formülü Bilmek Yetmez, Hikâyeyi Düzeltmek Gerek[/color]
Bileşik getiri, ne kutsal kase ne de boş efsane. Doğru bağlamda, dürüst varsayımlarla ve insan merkezli hedeflerle çalıştığında güçlü bir araç. Ama masrafları, vergiyi, enflasyonu, volatiliteyi ve davranışı dışarıda bırakan her “hesaplama”, topluluğumuza fayda değil, yanılsama sunar. Gelin, bu forumda “bileşik getiri”yi alkışlamadan önce, hangi gerçeklikle hesaba kattığımızı tartışalım; stratejinin soğukkanlı zekâsını ve empatinin sıcak sezgisini aynı masada buluşturalım. Çünkü nihayetinde, asıl büyüttüğümüz yalnızca yatırımımız değil, birbirimize karşı sorumluluğumuzdur.